20 Nisan 2015 Pazartesi

PARVUS EFENDİ ( Helphand Parvus )

PARVUS EFENDİ
( Helphand Parvus )

      Parvus efendi Türkiye’de oldukça iyi tanınan bir isim. 1910 ile 1914 yılları arasında yaşamış Jön Türklerle yakın ilişkiler kurmuş iktisadi danışmanlık yapmıştır. Dönemin birçok önde gelen dergi ve gazetelerde yazılar yazmıştır. Parvus ağırlıklı olarak dönemin ünlü Türk milliyetçi Türk Yurdunda iktisadi üzerine yazılar yazmıştır.

      Avrupa mali sermayesinin ülkeyi ekonomik ve siyasi yönden bağımlaştırdığını vurgulamıştır, sıradan halkın özellikle Anadolu köylülerin çektiği ekonomik sıkıntılarını dile getirmiştir. Türk aydınlarının köylülüğe gereken önem vermedikleri dolaysıyla Türk milliyetçiğinin gelişmesinde en önemli öğeden yoksun kalındığı için acımasızca eleştirmiş ve ekonomik konularda ittihatçılara pratik çözüm önerilerde bulunmuştur. Parvus Osmanlı, Almanya ve Rusya gibi ülkelerde siyasal ve entelektüel cevre de önemli katkılar sunmuştur. 1905 ve 1918 Rus devrimlerinde önemli rol oynamıştır. Alman Sosyal Demokrat Partisinde çalışmış ve partinin önde gelenleriyle Karl Kautsky, Clara Zetkin, Rose Luxemburg ve Karl Radekle yakın ilişkiler kurmuştur. Revizyonist tezlerini klasik Marksist kurama dayanarak eleştirir ve bu nedenle hem Almanya hem de Rus Sosyal Demokrat Partisi içinde önemle tanınır.
     Parvus’a göre kapitalizmin bileşik ve dünya çapında gelişimi ulusal devletlerin ekonomik ve siyasal rollerinin giderek azalacağını, kapitalizmin sürekli büyüyen evrensel bir sistem olarak evirildiği genel grevin devrimdeki merkezi rolü bir siyasal örgütlenme olarak Sovyet biçiminin önemi, devrimin güncelliği düşüncesi gibi kurumları ilk ve sistematik olarak Parvus formüle eder.  Rusya’nın emperyalist zincirinin en zayıf halkası olduğuna dair tezi de ilk savunanlardan birisidir. 1904 gibi erken bir tarihte, sanayileşmiş ülkeler arasında bir dünya savaşının kaçınılmaz olduğunu ve bunun bir dünya devrimine yol açacağına öngörür. Klasik Marksist kuramlarında farklı olarak emperyalizmin sömürgelerde illa da kapitalist gelişmeye yol açmayabileceğine hatta bu gelişmeyi engelleyebileceğini vurgular. Parvus bir işçi devriminin ancak ve ancak emperyalistler arası rekabetten doğacak bir dünya savaşı sonucu çıkabileceğini bu savaşın da olsa olsa Balkanlarda patlak vereceğinin düşüncesindeydi. Rus Çarlığının tarihe karışması için Rusya’ya karşı Almanya propagandası yapar hatta Osmanlının da Almanların yanında savaşa girmesini savunur. Rusların Almanlar tarafından yenilmesi sonucunda devrimin mümkün kılabileceğini düşüncesindedir. Ona göre Almanya Rusya’daki sosyalist ve milliyetçi hareketlere destek verirse, bu desteğin önemli bileşeni mali destektir, Rusya’daki Çarlık rejimin yıkılacağı, Rus imparatorluğu içindeki çeşitli milletler bağımsızlıklarını kazanacağını söylemektedir.
     Jön Türkler üzerindeki etkisi, siyasal eylemleri ve nihayet şaibeli iş ilişkileri olmuştur. Osmanlı devletinde birçok Türk gibi ülkenin siyasetiyle ilgilenmiş, ittihatçılarla özellikle Balkan savaşları sonrasında yakın ilişkiler içine girmiş ekonomik konularda politikalar üretmiştir. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazmış bunlarında başında Türk Yurdu ve Bilgi Mecmuasıydı. Parvus ittihatçıları iktisadi konulara önem vermemeleri konusunda uyarır. Mali değil, iktisadi süreçlere ve problemlere birincil derecede yer verilmesini ister. Osmanlıların iktisadi ihmal ettiklerini ve iktisadi gelişmeler için kaynak ziyan ettiğini düşünmektedir. Parvus'a göre Osmanlı için en büyük sorun Avrupa emperyalizmin kontrolü altında olmaktır. Ona göre iktisaden bağımlı ülkelerde gelişme değil, az gelişme yaratmaktadır. Ülkeyi Osmanlı devleti ya da milleti değil, mali ve iktisadi sömürüsüyle Avrupa yönetmektedir. Özellikle borç verme mekanizmasıyla ve demiryolları projeleriyle Avrupa gücünü Osmanlı devletinde perçinlemektedir. Bir diğer önemli emperyalist araçların en güzel örneği Duyunu Umumiye idaresidir. Osmanlının çok önemli bazı vergi kaynaklarına doğrudan doğruya el konulmasıdır. Kapitülasyonları acımasızca eleştiriyor. Bu sayede Osmanlının Avrupa mali ve iktisadi boyunduruğu altına girdiğini savunuyor. Ona göre liberal politikaları terk edip Milli iktisadi politikasının oluşturulması milli bir sanayini Avrupa emperyalizminden kurtulmanın önemli bir süreç olduğunu düşünür. Avrupa’ya düşman olunmaması iki tane Avrupa'nın olduğu bir dost Avrupa diğeri ise emperyalist Avrupa olduğudur. Bir diğer eleştiri nokta ise, ittihatçıları demokrasiye önem vermemekle suçlamaktadır. Üzerinde önemli durduğu konulardan birisi Anadolu köylüsüdür. Osmanlı düşünür ve aydınlarının köylülere önem vermemekle hem yanlı hem de haksızlık olduğunu söyler. Devletin bel kemiğini oluşturan hep köylüler olmuştur. Hem devlete vergi hem de asker kaynağı üstelik nüfusun büyük çoğunluğu köylüler olmasına rağmen devletten bu yaptıklarının karşılığını almamıştır. 1908 Jön Türkler devriminde köylülere vaat ettiklerinin yerine gelmediğini belirtmekte böyle yaparak da ittihatçılara kendilerinin toplumsal bir dayanak mahrum bıraktıklarını vurgulamaktadır. Türk milliyetçiliğinin gelişmesi açısından köylülüğün desteği son derece önemlidir. Ona göre köylü meselesi Osmanlı devletinde milli bir meseleye dönüşmüştür. Türk aydınları halka gitmeli onların gönlünü almalı ve ancak köylünün desteğini aldıktan sonra milliyetçilik projelerini hayata geçirmelidir.

    Parvus’un Jön Türk düşüncesinde oynadığı rol açısından en önemli girişimlerinden birisi birinci dünya savasında Osmanlıyı Almanya’nın yanında savaşa sokmasıydı. En önemli dayanaklarından ise Rusya’nın boğazlarda gözü olduğunu söyler. Osmanlı-Rus-Alman savaşının uzun süreceğini, bu savaş sonunda bir toplumsal devrimin çıkabileceğini bunun için Osmanlının acilen uzun dönemli önlemler alması gerektiğini vurgular. İlk yapılması gerektiği kapitülasyonlarının bir an önce kaldırılması, memleketten altın ihracatının engellenmesi, demiryollarının kamulaştırılması, yabancılardan vergi alınması, gümrük oranlarının yeniden belirlenmesi çeşitli savaş önlemleri önerir.