PARVUS
EFENDİ
( Helphand Parvus )
Parvus efendi Türkiye’de oldukça iyi
tanınan bir isim. 1910 ile 1914 yılları arasında yaşamış Jön Türklerle yakın
ilişkiler kurmuş iktisadi danışmanlık yapmıştır. Dönemin birçok önde gelen
dergi ve gazetelerde yazılar yazmıştır. Parvus ağırlıklı olarak dönemin ünlü
Türk milliyetçi Türk Yurdunda iktisadi üzerine yazılar yazmıştır.
Avrupa mali sermayesinin ülkeyi ekonomik
ve siyasi yönden bağımlaştırdığını vurgulamıştır, sıradan halkın özellikle
Anadolu köylülerin çektiği ekonomik sıkıntılarını dile getirmiştir. Türk
aydınlarının köylülüğe gereken önem vermedikleri dolaysıyla Türk
milliyetçiğinin gelişmesinde en önemli öğeden yoksun kalındığı için acımasızca
eleştirmiş ve ekonomik konularda ittihatçılara pratik çözüm önerilerde
bulunmuştur. Parvus Osmanlı, Almanya ve Rusya gibi ülkelerde siyasal ve
entelektüel cevre de önemli katkılar sunmuştur. 1905 ve 1918 Rus devrimlerinde
önemli rol oynamıştır. Alman Sosyal Demokrat Partisinde çalışmış ve partinin
önde gelenleriyle Karl Kautsky, Clara Zetkin, Rose Luxemburg ve Karl Radekle
yakın ilişkiler kurmuştur. Revizyonist tezlerini klasik Marksist kurama
dayanarak eleştirir ve bu nedenle hem Almanya hem de Rus Sosyal Demokrat
Partisi içinde önemle tanınır.
Parvus’a göre kapitalizmin bileşik ve
dünya çapında gelişimi ulusal devletlerin ekonomik ve siyasal rollerinin
giderek azalacağını, kapitalizmin sürekli büyüyen evrensel bir sistem olarak evirildiği
genel grevin devrimdeki merkezi rolü bir siyasal örgütlenme olarak Sovyet
biçiminin önemi, devrimin güncelliği düşüncesi gibi kurumları ilk ve sistematik
olarak Parvus formüle eder. Rusya’nın
emperyalist zincirinin en zayıf halkası olduğuna dair tezi de ilk savunanlardan
birisidir. 1904 gibi erken bir tarihte, sanayileşmiş ülkeler arasında bir dünya
savaşının kaçınılmaz olduğunu ve bunun bir dünya devrimine yol açacağına öngörür.
Klasik Marksist kuramlarında farklı olarak emperyalizmin sömürgelerde illa da
kapitalist gelişmeye yol açmayabileceğine hatta bu gelişmeyi
engelleyebileceğini vurgular. Parvus bir işçi devriminin ancak ve ancak
emperyalistler arası rekabetten doğacak bir dünya savaşı sonucu çıkabileceğini
bu savaşın da olsa olsa Balkanlarda patlak vereceğinin düşüncesindeydi. Rus Çarlığının
tarihe karışması için Rusya’ya karşı Almanya propagandası yapar hatta
Osmanlının da Almanların yanında savaşa girmesini savunur. Rusların Almanlar
tarafından yenilmesi sonucunda devrimin mümkün kılabileceğini düşüncesindedir.
Ona göre Almanya Rusya’daki sosyalist ve milliyetçi hareketlere destek verirse,
bu desteğin önemli bileşeni mali destektir, Rusya’daki Çarlık rejimin
yıkılacağı, Rus imparatorluğu içindeki çeşitli milletler bağımsızlıklarını
kazanacağını söylemektedir.
Jön Türkler üzerindeki etkisi, siyasal
eylemleri ve nihayet şaibeli iş ilişkileri olmuştur. Osmanlı devletinde birçok Türk
gibi ülkenin siyasetiyle ilgilenmiş, ittihatçılarla özellikle Balkan savaşları
sonrasında yakın ilişkiler içine girmiş ekonomik konularda politikalar
üretmiştir. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazmış bunlarında başında Türk
Yurdu ve Bilgi Mecmuasıydı. Parvus ittihatçıları iktisadi konulara önem
vermemeleri konusunda uyarır. Mali değil, iktisadi süreçlere ve problemlere
birincil derecede yer verilmesini ister. Osmanlıların iktisadi ihmal
ettiklerini ve iktisadi gelişmeler için kaynak ziyan ettiğini düşünmektedir. Parvus'a
göre Osmanlı için en büyük sorun Avrupa emperyalizmin kontrolü altında
olmaktır. Ona göre iktisaden bağımlı ülkelerde gelişme değil, az gelişme
yaratmaktadır. Ülkeyi Osmanlı devleti ya da milleti değil, mali ve iktisadi sömürüsüyle
Avrupa yönetmektedir. Özellikle borç verme mekanizmasıyla ve demiryolları
projeleriyle Avrupa gücünü Osmanlı devletinde perçinlemektedir. Bir diğer
önemli emperyalist araçların en güzel örneği Duyunu Umumiye idaresidir. Osmanlının
çok önemli bazı vergi kaynaklarına doğrudan doğruya el konulmasıdır. Kapitülasyonları
acımasızca eleştiriyor. Bu sayede Osmanlının Avrupa mali ve iktisadi boyunduruğu
altına girdiğini savunuyor. Ona göre liberal politikaları terk edip Milli
iktisadi politikasının oluşturulması milli bir sanayini Avrupa emperyalizminden
kurtulmanın önemli bir süreç olduğunu düşünür. Avrupa’ya düşman olunmaması iki
tane Avrupa'nın olduğu bir dost Avrupa diğeri ise emperyalist Avrupa olduğudur.
Bir diğer eleştiri nokta ise, ittihatçıları demokrasiye önem vermemekle
suçlamaktadır. Üzerinde önemli durduğu konulardan birisi Anadolu köylüsüdür.
Osmanlı düşünür ve aydınlarının köylülere önem vermemekle hem yanlı hem de
haksızlık olduğunu söyler. Devletin bel kemiğini oluşturan hep köylüler olmuştur.
Hem devlete vergi hem de asker kaynağı üstelik nüfusun büyük çoğunluğu köylüler
olmasına rağmen devletten bu yaptıklarının karşılığını almamıştır. 1908 Jön
Türkler devriminde köylülere vaat ettiklerinin yerine gelmediğini belirtmekte
böyle yaparak da ittihatçılara kendilerinin toplumsal bir dayanak mahrum
bıraktıklarını vurgulamaktadır. Türk milliyetçiliğinin gelişmesi açısından
köylülüğün desteği son derece önemlidir. Ona göre köylü meselesi Osmanlı
devletinde milli bir meseleye dönüşmüştür. Türk aydınları halka gitmeli onların
gönlünü almalı ve ancak köylünün desteğini aldıktan sonra milliyetçilik
projelerini hayata geçirmelidir.
Parvus’un Jön Türk düşüncesinde oynadığı
rol açısından en önemli girişimlerinden birisi birinci dünya savasında
Osmanlıyı Almanya’nın yanında savaşa sokmasıydı. En önemli dayanaklarından ise Rusya’nın
boğazlarda gözü olduğunu söyler. Osmanlı-Rus-Alman savaşının uzun süreceğini,
bu savaş sonunda bir toplumsal devrimin çıkabileceğini bunun için Osmanlının
acilen uzun dönemli önlemler alması gerektiğini vurgular. İlk yapılması
gerektiği kapitülasyonlarının bir an önce kaldırılması, memleketten altın
ihracatının engellenmesi, demiryollarının kamulaştırılması, yabancılardan vergi
alınması, gümrük oranlarının yeniden belirlenmesi çeşitli savaş önlemleri
önerir.